Kemik Enfeksiyonu

By: Prof. Dr Fahri Erdoğan
Categories:
Kemiğin bakteri veya mantarlarla iltihaplanmasıdır. Tıbbi adı osteomiyelittir. Genellikle açık yaralardan mikroplar girer. Kemik enfeksiyonu kan yoluyla da yayılabilir. Şiddetli ağrı, şişlik ve ateş görülür. Tedavi edilmezse kemiğe zarar verir. Antibiyotik ve cerrahi müdahale gerekebilir. Erken tanı önemlidir. Çocuklar ve yaşlılar risk altındadır.
Yazı İçeriği
Kemik Enfeksiyonu Belirtileri Nelerdir?
Enfeksiyonun olduğu kemikte zonklayıcı ve geçmeyen bir ağrı hissedilir. Bu ağrı genellikle istirahatle geçmez ve geceleri artabilir. Hareket ettikçe daha da kötüleşebilir. Enfekte kemik bölgesinde cilt üzerinde şişlik, sıcaklık artışı ve kızarıklık meydana gelir. Bu belirtiler genellikle enfeksiyon ilerledikçe daha belirgin hale gelir. Vücut enfeksiyonla savaşırken ateş yükselir. Bu durum genellikle 38 derece üzerindedir. Beraberinde titreme, halsizlik ve terleme görülebilir. Kemik enfeksiyonu, vücut direncini düşürdüğü için hasta kendini sürekli yorgun, bitkin ve enerjisiz hisseder.
Günlük aktivitelerde zorlanma görülür. Uzun süren enfeksiyonlar iştahı azaltabilir. Bu durum zamanla istemsiz kilo kaybına neden olabilir. İltihaplı kemik bölgesi hareket ettirildiğinde ağrı şiddetlenebilir. Bu da eklem çevresinde sertlik ve hareket kabiliyetinde azalma yapar. Enfeksiyon ilerledikçe ciltte delik açılarak irin akabilir. Bu genellikle kronik osteomiyelit vakalarında görülür ve dışarıdan açık bir enfeksiyon odağına dönüşebilir.
Enfekte bölgeye yakın lenf bezlerinde şişme meydana gelebilir. Bu genellikle vücudun enfeksiyona verdiği yanıt olarak görülür. Bazı durumlarda enfeksiyonun olduğu bölgede kemik zayıflar. Sanki bir kırık varmış gibi şiddetli hassasiyet ya da deformite oluşabilir. Bu belirtilerden birkaçını yaşıyorsanız ve özellikle şiddetli kemik ağrınız varsa vakit kaybetmeden bir ortopedi veya enfeksiyon hastalıkları uzmanına başvurmanız önemlidir. Erken tanı ve tedavi, kalıcı hasarları önlemede hayati rol oynar.
Kemik Enfeksiyonu Neden Olur?
Ciddi travmalar sonucunda oluşan açık kırıklar, kemiğin dış ortamla temas etmesine neden olur. Bu durumda bakteriler doğrudan kemiğe ulaşarak enfeksiyona yol açabilir. Özellikle toprak, paslı metal gibi kirli cisimlerle temas eden yaralanmalarda risk artar. Ortopedik ameliyatlar sırasında kullanılan protezler, vidalar veya çiviler nadiren enfeksiyon kaynağı olabilir. Ameliyat bölgesine yeterli sterilizasyon sağlanmadığında ya da bağışıklık sistemi zayıf olan bireylerde mikrop kapma ihtimali artar.
Şeker hastalığı olan kişilerde özellikle ayak yaraları geç iyileşir. Bu yaralardan vücuda giren bakteriler kemik dokusuna kadar ilerleyebilir. Aynı şekilde, damar tıkanıklığı gibi dolaşımı bozan hastalıklar da kemiğe yeterli oksijen ve bağışıklık hücresi ulaşmasını engelleyerek enfeksiyon riskini artırır. Steril olmayan enjektörlerin kullanılması, bakterilerin doğrudan kana karışmasına neden olabilir. Bu durumda kan yoluyla taşınan bakteriler, kemiğe ulaşıp orada iltihap oluşturabilir. Özellikle damar yolu bağımlılığı olan bireylerde bu durum sık görülür. Akciğer enfeksiyonu, idrar yolu enfeksiyonu veya cilt enfeksiyonları gibi odaklardan kana karışan mikroorganizmalar, kemiğe ulaşıp enfeksiyona neden olabilir. Bu yayılma özellikle bağışıklığı düşük olan bireylerde daha kolay gerçekleşir.
Kanser tedavisi görenler, organ nakli yapılmış kişiler veya bağışıklık baskılayıcı ilaç kullananlar enfeksiyonlara karşı daha savunmasızdır. Bu kişilerde vücuda giren mikroorganizmalar daha kolay kemik dokusuna yerleşebilir. Çocuklarda, kemiklerin uç kısmında yer alan büyüme plakları, kan dolaşımı açısından zengindir. Bu nedenle enfeksiyonlar kan yoluyla buraya kolayca ulaşabilir. Özellikle diz ve kalça gibi bölgelerde sık görülür.
Kemik Enfeksiyonu Tedavi Yöntemleri Nelerdir?
Antibiyotik tedavisi temel tedavi yöntemidir. Enfeksiyona neden olan bakteri türüne göre uygun antibiyotik seçilir. Bu tedavi genellikle damar yoluyla (intravenöz) başlanır ve hastanede birkaç hafta sürebilir. Daha sonra tablet formunda ağızdan alınan antibiyotiklerle tedaviye devam edilebilir. Amaç enfeksiyonu tamamen ortadan kaldırmaktır. Eğer kemik enfeksiyonu ilerlemişse ve antibiyotikle kontrol altına alınamıyorsa, cerrahi müdahale gerekir. Cerrahide enfekte olmuş, ölü veya hasarlı kemik ve doku bölgesi temizlenir. Bu işleme “debridman” denir.
Cerrahi işlem sonrası boş kalan alana genellikle kemik grefti ya da antibiyotik içeren özel malzemeler yerleştirilir. Cerrahiyle çıkarılan enfekte kemik dokusunun yerine, kemik grefti uygulanabilir. Bu greftler hastanın kendi kemiğinden (otogreft), donörden (allogreft) veya sentetik malzemelerden yapılabilir. Amaç hem kemiği yeniden yapılandırmak hem de enfeksiyon sonrası iyileşmeyi desteklemektir. Bazı durumlarda cerrahi temizleme sonrası, enfekte bölgeye doğrudan antibiyotik içeren boncuklar veya süngerler yerleştirilir. Bu yöntemle antibiyotik doğrudan enfeksiyonlu alana verilir ve daha etkili sonuçlar alınabilir.
Hiperkarbik oksijen tedavisi, osteomiyelit tedavisinde alternatif ve destekleyici bir yöntemdir. Bu yöntemde hasta, yüksek basınçlı oksijenin bulunduğu bir odada tedavi edilir. Oksijenin yoğunluğu enfekte dokuların daha iyi iyileşmesini sağlar ve bazı bakterilerin büyümesini engeller. Özellikle diyabetli hastalarda etkili bir yöntemdir. Enfekte olan kemik bölgesinin hareketini sınırlandırmak gerekebilir. Bunun için alçı, atel veya dış sabitleyici cihazlar kullanılabilir.
Amaç enfeksiyonun yayılmasını önlemek ve iyileşme sürecini desteklemektir. Kemik enfeksiyonu tekrar edebilen hastalıklardır. Bu nedenle tedavi tamamlandıktan sonra bile düzenli kontrollerle enfeksiyonun nüks edip etmediği takip edilmelidir. Kan testleri, röntgen, MR gibi görüntüleme yöntemleri bu süreçte kullanılabilir. Tedavi süreci kişiye özel planlanmalıdır. Özellikle diyabet, bağışıklık sistemi zayıf olan hastalar veya protez gibi yabancı cisim taşıyan kişilerde tedavi daha dikkatli yürütülmelidir.