Halk arasında kemik erimesi olarak bildiğimiz osteoporoz hastalığı kemiklerde bulunan dokuların azalmasıyla kemiğin dayanıklılığını yitirmesidir. Kemikler kendini yineleyebilen dokulara sahiptir. Bazı durumlarda bu dokuların kemik yoğunluğu üzerindeki etkisi azalır ve kemik erimesi hastalığı (osteoporoz) baş gösterir. Osteoporoz hastalığının şiddetinin yüksek olması sonucu kemiğin kırılganlık derecesi de artmaktadır. Kemik erimesi olan hastanın kemikleri bal peteğine benzer bir görünüme sahip olur. Osteoporoz hastalığı bu boşlukların botunu büyüterek kemiklerin gücünü ve yoğunluğunu kaybetmesini yol açar. Bu durumda kemikler zayıflar ve incelir. Herkesin başına gelebilecek bir durumdur. Fakat ileri yaş insanlarda özellikle kadınlarda daha çok görülen bir hastalıktır. Osteoporoz hastaları ayakta durmak veya yürümek gibi aktivitelerin kolayca yapılabilmesine rağmen, kemiklerin kırılma riski oldukça yüksektir. Yazı İçeriği Osteoporoz hastalığı genellikle erken dönemde herhangi bir belirti göstermez. Çoğu kişilerde herhangi bir kırık oluşmadan osteoporoz hastaları olmadan anlaşılmaz. İlk başlarda ortaya çıkan kemik erimesi belirtileri şu şekilde sıralanabilir; Menopoz, osteoporoz için başka bir risk faktörüdür. Genellikle 45-55 yaş aralığındaki kadınlarda meydana gelen doğal bir süreçtir. Menopoz, hormon seviyelerindeki değişikliklere bağlı olarak, bir kadının vücudunda daha hızlı kemik kaybına neden olabilir. Menoppozdan sonraki süreçte eklem ve diz ağrıları veya farklı kemik ağrıları hisseden kişiler mu tlaka durumunu doktora bildirmelidir. Bu şikayetler doğrultusunda doktora başvuran hastalardan hem laboratuvar hem de radyolojik tetkikler istenir. Bunlar; Kemik erimesi tanısı, Dual Enerji X Ray absorbsiyometri (DEXA) adındaki tedavi yöntemi kırıklar sayesinde verilere dayanarak konur. DEXA ile kemik mineral yoğunluğunu ölçerek; tanıya yardımcı olmak, kırılma olasılığı hakkında bilgi toplamak ve hastalığın doğal seyrini izlemek için bilgi toplanabilir. Osteoporozlu kemikler kaslar tarafından destekleniyorsa, hastanın yaşı ilerlemişse osteoporozlu bile olsa düzenli hareket kalça, sırt ve bel kasları güçlendirilirse yaşlı veya osteoporoz hastaları bile kırıkların azalmasında rol oynayabilir. Kemik erimesi olan hastalarda kırık gibi bir durum görülmediği sürece koruyucu tedavisine başlanılmalıdır. Koruyucu tedavisinin asıl amacı hastayı aktif hale getirmek için egzersiz hareketler yapmasını sağlamaktır. Tempolu yürüyüş, kemiklerin mevcut gücünün korumasını sağlar. Kişinin kasları aktivite ve hareket yoluyla büyüdükçe kemiğe olan kuvvet de azalır ve dolayısıyla kırılma riski de azalır. Osteoporoz döneminde gerçekleşen yıkımı azaltmak ve dengeleyebilmek için koruyucu ilaçlar alınabilir. Kullanılacak ilaçlar hastanın yaş grubuna göre tedavide kullanılmaktadır. Ancak ilaç tedavisi tek başına yeterli olmayacağından dolayı, tedaviye düzenli egzersiz programı da eklenmelidir. Kemik yoğunluğu azalmış ancak kırık riski düşük olan kişilere düzenli beslenme tavsiye edilir. Vitamin ve mineral takviyeleri gerektiğinde reçete edilir. Bifosfonat içeren ilaçlar, kırık riski yüksek kişilerde kullanılır. Bu ilaç oral yoldan alınır ve bazı kişilerde mide ekşimesi, yanma, mide bulantısı, karın ağrısı gibi yan etkilere neden olabilir. Bu durumda yan etkiler varsa doktor tarafından bilgilendirilir. Doktorunuz bu ilaçları durdurmanızı ve 6 ayda bir enjekte edilen monoklonal antikor ilaçlarını kullanmanızı önerebilir. Tüm bunlarla birlikte kemik oluşumunu desteklemek için farklı ilaçlar da reçete edilebilir. Birçok insan, ilk aşamalarda hiçbir belirtiye uğramadığı için kemik erimesi hastalığı geç fark edilir. Bu durumda kemikte oluşan hasar bir nebze olsun eski haline çevrilebilir. Bu nedenle 45 yaş ve üzeri kişilerin düzenli olarak doktorlarına görünmeleri ve kemik yoğunluklarını ölçtürmeleri önerilir. Kemik kaybı, ince ve küçük kemikli kadınlarda daha sık görülür. Genetik ve etnik kökenli olma özelliği büyük rol oynar. Kafkasyalılarda ve Asyalılarda daha sık görülür. Tip 1 diyabet, romatizmal hastalıklar, bağırsak hastalığı ve hormonal bozukluklar kemik kaybıyla ilişkilendirilmiştir. Ayrıca eşlik eden hastalıklar veya osteoporoza yol açabilecek ilaçlar gibi risk faktörleri varsa genç yaşta da görülebilir. Bazen, nedeni bilinmeyen, ancak ergenlik döneminden başlayarak kalıtsal olan osteoporoz da mevcut olabilir. Ek olarak, bazı hamile kadınlarda gestasyonel osteoporoz ve emziren annelerde erken evre osteoporoz vardır. Ancak bunlar genellikle kendi kendine çözülür. Osteoporoz genellikle sessiz bir hastalıktır. Ancak kemik rezorpsiyonu çok güçlüyse, gözle görülür kırıklar olmaksızın ağrıya neden olabilecek mikro kırıklar oluşabilir. Osteoporozda bel ağrısının en önemli nedeni omurga kırıkları ve buna bağlı şekil bozukluklarıdır. Kemik kaybı yaşlanma sürecinin doğal bir parçasıdır, ancak erime olarak kabul edilebilecek seviyedeki yoğunluk kaybı herkesin başına gelmeyebilir. Osteoporoz yaşla birlikte artar. Kadınların kemikleri daha ince ve daha hassastır . Menopoz döneminden sonra kadınlarda kemik yoğunluğu hızla azalır. Osteoporozlu tüm hastaların yarısından fazlası kadındır. Uzun süreli D vitamini eksikliği osteoporoz için önemli bir risk faktörüdür. D vitamini eksikliği ile kemik gücü kalitesi arasındaki ilişki iyi bilinmektedir. Osteoporoz, D vitamini eksikliği, kalsiyum eksikliği, aşırı protein alımı, aşırı sodyum alımı, aşırı kafein alımı, aşırı fosfat alımı, aşırı alkol alımı, aşırı sigara kullanımı ile ilişkilendirilebilir. Bu nedenle aşırı tüketimden kaçınılmalı, yeterli kalsiyum ve D vitamini alımı sağlanmalıdır. Osteoporoz kadınlarda daha sık görülür, ancak erkekler de risk altındadır. Osteoporoz, 50 yaş üstü erkeklerin %25’inde kırıklara neden olur. Bir “kadın hastalığı” olarak kabul edilen osteoporoz, erkeklerde yeterince teşhis edilmemiş ve test edilmemiş olabilir. Osteoporoz, ciddi veya küçük bir travmanın veya omurgaya yayılmış kanserin (metastaz) sonucu neticesinde görülebilmektedir. Ancak omurilikten çıkan sinirlerde hasar varsa durum daha da ciddileşebilir.Kemik Erimesi Belirtileri
Kemik Erimesinin Nedenleri
Kimler Risk Altındadır?
Kemik Erimesi Hangi Durumlarda Gözlemlenir?
Hayat Tarzında Değişiklikler
Osteoporozun Tanı Süreci Nasıldır?
Osteoporozu Önlemenin Yolları Nelerdir?
Osteoporoz İçin Uygulanan Tedavi Yöntemleri Nelerdir?
Nasıl Tedavi Edilir?
Kemik Erimesi Hakkında Sıkça Sorulan Sorular
Kontrol Edemeyeceğiniz Risk Faktörleri?
Genç Yaşta Kemik Erimesi Görülür Mü?
Osteoporoz Ağrı Yapar Mı?
Osteoporoz Herkeste Görülebilir Mi?
Osteoporoz Hangi Vitamin Eksikliğinde Görülür?
Kemik Erimesine Ne İyi Gelir?
Erkeklerde Kemik Erimesi Görülebilir Mi?
Osteoporoz Tedavi Edilmezse Ne Olur?
Ailenizde osteoporoz geçmişi var ve belirtiniz yoksa doktora giderek risk değerlendirmesi yaptırabilirsiniz.
Kemikler her zaman yenilenme halindedir. Osteoblast adı verilen hücreler yeni kemik hücreleri oluşturmaktan sorumludur. Osteoklast hücrelerini ise eski kemik hücrelerini parçalar.
Yaş ilerledikçe kemik oluşumu kemik yıkımına ayak uyduramaz ve osteoporoz başlar. Bu duruma yetersiz beslenme de eşlik ettiğinde osteoporoz hastalığı ortaya çıkar. Kemik erimesi başlangıcını etkileyen risk faktörleri şu şekilde sıralanabilir:
Kemik erimesinin şekillenmesinde genetik faktörler daha etkilidir. Bu önemli duruma ek olarak, aşağıdaki kişiler de risk altındadır:
Yaş, osteoporoz hastalığı için ana risk faktörlerinden biridir. Yaşam süresi boyunca, vücut eski kemikleri parçalar ve yerini yeni kemiklerle değiştirir. Ancak 30’lu yaşlarınızda vücut kemiği daha hızlı parçalamaya başlar. Bu durum daha az yoğun, daha kırılgan ve kırılmaya daha yatkın kemiklerle sonuçlanır. Bu nedenle osteoporoz hastalığının yaş grubu 30 yaşından itibaren her yaşta ortaya çıkabilir denilebilir.
Erkekler de bu yaşta kemik kaybeder. Ancak erkeklerde bu oran kadınlara göre daha düşüktür. Bununla beraber kişi 65-70 yaşına gelindiğinde, erkekler ve kadınlar genellikle aynı oranda kemik kaybı yaşarlar. Osteoporoz için diğer risk faktörleri şu şekilde sıralanabilir;
Yetersiz, dengeli beslenememek veya hareketsizlik gibi risk faktörleri kişi tarafından kontrol altına alınabilir. Bunun için beslenme planınızı düzenleyebilir ve bir egzersiz programına başlayabilirsiniz. Ne yazık ki yaşınız veya cinsiyetiniz gibi diğer risk faktörleri kontrolünüz dışındadır.
Osteoporoz olarak da bilinen kemik kaybı, ciddi sorunlara yol alabilen bir hastalıktır. Ağrılar iyileşmesi oldukça uzun sürebilir ve muhtemelen başka komplikasyonlara yol açan kırıklar yaşayabilirsiniz. Kemik erimesi hastalığı için risk altında olduğunuzu düşünüyorsanız, kemik sağlığını iyileştiren ve komplikasyon riskini azaltan bir tedavi planı oluşturmak için, uzman doktorunuzla görüşerek risk değerlendirmesi yaptırabilirsiniz.
Kanda kalsiyum, fosfat seviyeleri
Hormon seviyeleri tayini,
Vitamin ve mineral dozları ve kişinin genel beslenme durumunun değerlendirilmesi,
Radyolojik olarak kemik mineral yoğunluğu (KMY) değerlendirmesi,
İskeletin röntgeni, özellikle ağrılı olan bölgelerde bası kırıklarının varlığını değerlendirmek için sıklıkla kullanılır.
Bir kemiğin kırılmalara karşı koyabilmesi için, o kemiği korumak ve hareket ettirmek için sağlıklı kas dokusu ve sağlıklı bir sinir sistemi gerekir. Bütün bunlar için kemik rezervlerinin kalsiyum ile doldurulması gerekir. Bundan dolayı D vitamini almak çok önemlidir. D vitamininin en büyük kaynağı güneştir. Peynir, süt, yoğurt gibi besinlerin tüketimine dikkat edilmeli ve alınan kalsiyumun depolanması için egzersiz yapılmalıdır.
İleri seviyeye gelmiş osteoporozda, omurga kırığı olan hastalarda kırığa bağlı oluşan ağrıları azaltmak için birkaç ek önlem alınmalıdır. Bunlar düzenli spor egzersizleri, korse tedavisi ve kemik çimentosu ya da bazı organik malzemelerle kemik içinin doldurulmasıdır.
Son olarak da osteoporozun ilaç ve ilaç olmayan tedavi yöntemleriyle tedavi edilmesinin yanı sıra, bireysel risk faktörleri dikkate alınarak osteoporozun ilerlememesi için önlem alınmalıdır.